İŞİTME CİHAZINA İHTİYACINIZ VARMI
İşitme cihazına ihtiyacım var mı?
14 yaşından itibaren herkeste işitme kaybı başlar. Ancak normal seviye altında kalan ile kalmayanı ayırmak gerekiyor. Tüm frekanslarda eğer işitme kaybınız 30 dB den düşük ise, işitmeniz normal seviyededir. Eğer bir kısım frekanslarda veya tüm frekanslara işitmeniz 30 dB den yüksek ise, işitme kaybınız var demektir. İşitme cihazına ihtiyacınızın olup olmadığını KBB doktorunuz veya işitme Merkeziniz size bildirecektir.
Eğer işitme testi neticesinde, işitme kaybınız tespit edilirse, hiç zaman kayıp etmeden, işitme cihazını kullanmaya başlayınız. İşitme cihazını kullanmayı ihmal ederseniz, var olan, işitmenizi zaman içinde yitirirsiniz. İleriki aşamada anlama sorunu, asabileşme, konuşma bozukluğu ve neticede depresyon ve buna bağlı bazı midevi hastalılara yakalanabilirsiniz.
4-5 yaşından sonra ve yaşlanma nedeniyle işitme kaybı yaşayanlar
Kelimeleri, cümleleri ve isimleri öğrendikten sonra herhangi bir nedenden dolayı işitme kaybına sahip olanlar bildiklerini unutmamaları için hiç zaman kayıp etmeden uygun olan işitme cihazını kullanmalıdır. Kullanmadıkları takdirde gün geçtikçe zekaları zayıflar bildiklerini unuturlar. Ayrıca işitme cihazı kullanmadıkları takdirde konuşma bozukluğu ve asabileşme başlar bunun uzun sürmesi halinde psikolojik bozukluklar ve depresyon sorunu yaşarlar.
Her hangi bir nedenden dolayı tek kulakta işitme sorunu yaşayanların mutlaka duymadıklara kulağa işitme cihazı taktırmaları gerekir. Neden ise günlük yaşamımızda tek kulağın fonksiyonel olarak yetmemesidir.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte bütün duyular gibi işitme de ilerleyici bir biçimde zayıflar. Bunun sonucunda yaşlı kişi psikolojik ve sosyal bakımdan olumsuz davranışlar gösterebilir.
Yaşlılığın en önemli belirtilerinden biri de işitmenin ilerleyici bir biçimde zayıflamasıdır. Bunun hangi noktaya kadar yaşlılığın doğal seyrine bağlı bir fizyolojik olay, hangi noktadan sonra yaşlılığa ilişkin patolojik bir olgu olduğunu ayırt etmek kolay değildir.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte işitme duyusunun zayıflamasına yol açan birçok neden vardır. Bunlar arasında damarların kulağa kan götürme işlevinin yaşlılığa bağlı olarak bozulması, işitme yollarındaki sinirlerde olumsuz değişikliklerin ortaya çıkması ve beyindeki işitme merkezinin işlevini yitirmesi sayılabilir.
İşitme işlevlerinin yaşlılık sonucunda olumsuz değişikliklere uğraması birçok nedene bağlıdır. Bu bağlamda psikolojik ya da patolojik kökenli olası birçok neden belirlenmiştir. Ayrıca yaşın ilerlemesiyle birlikte işitme kapasitesinin azalması biçiminde seyreden çok sayıda rahatsızlık vardır.
Kadınlarda işitme işlevinin genellikle uzun süre iyi korunduğu saptanmıştır. Bu durum belki de kadınların yaşam biçiminin yakın zamana değin erkeklerinkinden daha farklı olmasından kaynaklanıyordu. Ailenin etkisi de çok önemlidir; kulakta genetik nitelikte yaşlanma olduğu çeşitli olgularda saptanmıştır. Bazı kişilerde kulakta 50 yaşına doğru başlayan değişiklikler tiz seslerin daha az duyulması biçiminde bir seyir gösterebilir. Bu kişilerin aileleri incelendiğinde bazen çok erken dönemlerde ortaya çıkan işitme rahatsızlıklarına ve özellikle travmatik ve toksik etkenlere karşı bir duyarlılığa rastlanabilir.
İşitme kapasitesi gerçekten de bu tamamlayıcı etkenlerden olumsuz etkilenebilir. Örneğin 10-20 yaş arası dönemde kulak uğultusunun görülme sıklığı yüzde 3`tür; 60 yaşın üzerindeki kesimde ise bu oran yüzde 10`a kadar çıkar. Ama uğultu her zaman işitmenin de zayıfladığı anlamına gelmez.
İşitme zayıflığı (presbiakuzi) olan yaşlı hastaların yaklaşık yarısında yüksek frekanslı seslere karşı aşırı bir duyarlılık gelişir. Bu tür hastalarda normal kişilerin rahatsızlık duymadığı konuşma seslerine karşı bile bir tahammülsüzlük ortaya çıkar.
Yaşlılığa bağlı olduğu kuşkusuz olmakla birlikte, presbiakuzinin başlangıcı 30 yaşın çok öncesine değin inebilir. Tiz sesleri algılama yetisi gerçekten de 30 yaşına doğru azalır. Bunun ardından işitmenin zayıflaması yapısal özellikler, gürültüye maruz kalma, damar sertliği gibi çeşitli etkenlere bağlı olarak değişebilen ilerleyici bir seyir gösterir. Söz konusu kişiler zamanla saat, zil ve telefon gibi aygıtlardan çıkan sesleri algılayamaz duruma gelirler. Ayrıca gürültüden özellikle de gür sesli kişilerle karşılıklı konuşmaktan büyük bir rahatsızlık duyarlar. Aslında yaşlı kişilerde sağırlık yalnızca işitme güçlüğüyle değil, konuşulanları anlama yeteneğinin zayıflamasıyla da belirlenir.
Ama bu olgu yalnızca işitme organının yaşlanmasından kaynaklanmaz. Aynı zamanda sözlü bir mesajı almak, anlaşmak ve çözmek için gerekli olan sürenin uzaması da söz konusudur. Bu durum beynin ruhsal-düşünsel mekanizmalarında hafif bir bozukluğa bağlı olarak ortaya çıkar.
Çocuklarda ve erişkinlerde "dudak okuma" yeteneği gelişmiştir; konuşan kişinin dudak hareketlerinden onun ne söylediğini anlayabilirler. Ama yaşlı kişilerde bir yandan görme duyusunun zayıflamasına, bir yandan da ruhsal süreçlerin yavaşlamasına bağlı olarak bu yetenek geriler.
Ne Yapmak Gerekir ?
• Yapılacak ilk iş, işitme güçlüğü şikayetiyle başvuran yaşlıların yaklaşık üçte birinde rastlanan dışkulak yolundaki kir tıkacının (buşon) çıkarılmasıdır. Bazen bu işlem sonucunda işitme kapasitesi yeterli bir düzeye çıkar.
• İkinci adım yaşlıya uygun bir işitme aygıtının takılmasıdır. Bu arada onu cesaretlendirmek için gerekli olan bütün destek ve aygıtın kullanımına ilişkin bilgiler de verilmelidir.
İşitme aygıtı yaşlının toplumsal yaşama yeniden uyum sağlaması için en etkili yoldur. Bu tür kişiler işitme ve kavrama yeteneklerinin zayıflamasına bağlı olarak genelde aile içinde de kendilerini soyutlama eğilimine girerler. Genel olarak aile yaşlıdan daha fazla rahatsızlık duymaya başlar. Öte yandan yaşlı kişiler işitme aygıtı takma konusunda çoğunlukla kendilerini psikolojik olarak hazır hissetmezler.
Bu bakımdan yaşlı kişinin henüz yeni bir akustik ortama uyum için gerekli ruhsal yeteneklerinin bozulmadığı erken bir dönemde işitme aygıtı takmaya ikna edilmesi gerekir.
Çift taraflı cihaz takmanın faydaları
Kulağın durumu diğer çift yaratılan organlar gibidir.Vücudun doğal olarak iki göze, iki burun kanalına, iki ayak, iki el ve iki kulağa ihtiyacı vardır. Vücudun kendi doğal mekanizması dahilinde çalışması en ideal olanıdır. Bir organın tam veya kısmi hasar görmesi tüm vücudu etkiler. Örnek olarak, iki gözde görme sorunu varken tek göze gözlük takmak ne ise, iki kulakta işitme kaybı olduğunda tek kulağa cihaz takma da aynı durumdur.
Hatta fonksiyonel olarak duymak görmekten daha önemlidir.Beynin rahat çalışması ve seslerin çift taraflı gelmesi yön tayini ve seslerin rahat algılaması açısından iki kulakta işitme kaybı varsa aynı model aynı tip cihaz takma mecburiyeti vardır. Ayrıca seslerin dengeli gelmesi, az tonlu sesle daha fazla algılamayı sağlar, beyini yormaktan kurtarır.
Özellikle çocukların sesleri erken tanımasını, anlaşılır hale gelmesini ve doğru işitmesini sağlar. Bununla beraber zamanla ihtiyaç olan sesler alınır istenmeyenler devre dışı kalır. Kişinin seslere erken konsantrasyonu sağlanır.
İşitme cihazımı nasıl alabilirim?
· Hastanede veya İşitme merkezinde işitme testi yapılır.
· İşitme Cihaz seçimi yapılır ve işitme cihaz uygulaması yapılır.
· Kulak kalıbınız alınır, hazır olduktan sonra kulağınızda denenir.
· İşitme cihazı Kalıpla, kulağınıza takılır. Kanal içi,Kulak içi ve Dip kanal işitme cihazlarında, işitme cihazı kalıbın içindedir.
· İşitme testi verileriniz işitme cihazınıza yüklenerek gerekli ayarlar yapılır.
Eğer herhangi bir kurumda çalışıyorsanız, herhangi bir devlet veya anlaşmalı özel hastaneden Heyet kurul raporu çıkartmanız gerekecek. Kurum ödemeleri için lütfen, Kurum ödemeleri bölümüne bakınız.